İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | get to know f. | öğrenmek | ||
How did she get to know so much about fish? O, balıklar hakkında o kadar şeyi nasıl öğrendi? More Sentences |
||||
Genel | get to know f. | tanımak | ||
The European works councils must be able to get to know each other better. Avrupa çalışma konseyleri birbirlerini daha iyi tanıyabilmelidir. More Sentences |